Günlerden 20.10.1991 Amerika'da bir bebek dünyaya geliyor. Masumca izliyorsun bu dünyayı, ağlıyorsun inletirken hastaneyi çığlıklarınla, ağlatıyorsun yanındakileri. Kimi mutluluktan ağlıyor kimiyse heyecanından. Gelirken dünyaya, anneni, babanı, kardeşlerini, yakınlarını ağlattın, toplasan 20-30 kişiyi. Peki ya giderken kardeşim? Milyonları ağlattın. Ama bu sefer insanların kimi mutluluktan, gururdan ağlarken kimiyse seni kaybetmenin acısına ağlıyordu. Şimdi sana sahip çıkmayan bir ülkede açtın gözlerini, ne hissettin acaba? Neler düşündün? Büyüdün, büyüdün 1 yaşına basmadın daha, konuşmaya başladın birkaç kelimeyi söylemeye. İlk sözün ne oldu bilmiyorum ama bildiğim birşey var ki oda son sözünün ANNE olduğuydu. 1 yaşındasın Annen, baban ve kardeşlerin yanında. Mutlular hepsi, gözlerinin içi gülüyor sanki. Annen sana baktıkça nasıl atıyor kalbi kim bilir? Zaman ilerliyor emeklemeye başlıyorsun, yorulup terlerken bir yudum su istiyosun. Son anında istediğin ama sana vermedikleri suyu mu istiyorsun kardeşim. Bizler şimdi su içemez olduk sen aklımızdayken. Koşmaya başlıyorsun sevinçle, ordan oraya, eğleniyorsun. Aradan bir süre geçince Türkiye'ye dönüyorsun. Hayatının devamını geçireceğin memleketine Kayseri'ne... Büyüyor Furkan bırakıyor oyuncakları artık. Arkadaşlarıyla oyunlar oynamaya, maç yapmaya başlıyor. Derken su gibi akar zaman, 7 yaşına girip, okula yazılıyorsun. Okulda ki ilk gününde neler hissettin kimbilir neler? Okumaya geçince kurdaleyi alıp eve koşuşturuyorsun. Sevinçle, mutlulukla... Şimdi bunları yazarken gözlerimde yaş, kalbimde bir sızı var ama yüzüm gülüyor. Sen doğumundan şehadetine her zaman insanlara iki duyguyu birarada yaşattın. Şimdi de bana yaşatıyorsun. Yaşatmaya devam ediyorsun çünkü ölmedin ki sen kardeşim. Büyüdü Furkan lise çağında, öğretmenin soruyor Furkan ne olmak istiyorsun diye ŞEHİT OLMAYI! diyorsun. Ordaki haykırışın seneler sonra sana ağlayacak kalpleri inletiyor. Benim de inliyor kalbim. Ve FURKAN 19 YAŞINDA... Kalbi bir farklı atıyor. Bir tarafı ANNE diye diğer tarafı ise ŞEHADET diye. Başvurup gidiyorsun Gazze'ye Mavi Marmara ile. Abin HADİ BAKALIM ASLAN PARÇASI YOLUN AÇIK OLSUN diyor sana masumca gidiyorsun. Gözler seni görmenin gururunu yaşıyor, dudaklar seninle konuşmanın, burunlar sendeki şehadet kokusunu koklamanın, kulaklarsa güzel sesini duymanın. Affet kardeşim beni, NE SENİ ANLATABİLİRİM NE DE SENSİZLİĞİ... Ne zordur bana senleyken sensizliği yaşamak. Seni ararken bulamamak. Güneşe bakıyorum, aya, gökyüzüne ikimizin ortak gördüğü şeylere. İçimi yakan şey nedir bilir misin kardeşim? 31 Mayıs sabahı doğan güneşi göremedin sen, gördüğün son güneş 30 mayıs akşamında batan güneşti. VE BİRDAHA DOĞMAMAYA YEMİN ETMİŞTİ! Haklıydı çünkü sensiz şafağa doğmak ona haramdı. Geceleri ay doğmuyor gündüzleri ise güneş. Hasretler sana, NE DOĞMAK İSTİYORLAR NE BATMAK SANA... Doğmak istemiyordu güneş sensizliğe utanıyordu varlığından. Sadece ağlar bulutlar dökülür yaşlar üzerine, sana hasret kalan gönüllerde... Erciyes ardına saklandı güneş. Bilir misin kardeşim kardelen çiçekleri hiç görmemiştir Güneşi, ama hep görmek istemiştir, fakat bilir görürse öleceğini. Şimdi güneş birer kardelen, sen de bir güneş, Kardelenin dağlar ardında seni görmek ister. Öleceğini bile bile seni görmeyi. Gökler sensizliğe ağlar. Aramızda kalsın da kardeşim, yürüdüğün yollar da sana hasret ağlar. 5 kurşun saplanırken masum vücuduna su istedin. "Uskut ya kelp (Sus köpek)" deyip saldırdı sana vahşi köpekler. Ve şimdi o gemide olmayı neden istiyorum biliyor musun? Şehit olduğun yerde durup onlara "Uskut ya kelp (Sus köpek)" demek için. Ama deniz tuzsuzlaştı kaldırmaz artık gemileri. Mavi Marmara'nın kahramanına hasret bekler seni. Ama inan bana kaldırmasa da Akdeniz, sana akan gözyaşlarımızda yürütücez o gemiyi. Ve sen ve sen ey güneş bir kardelende benim şimdi. Seni görmek ister yüreğim. Ve şimdi 31.05.2010 doğum günün oldu senin kardeşim. DOĞUM GÜNÜN KUTLU OLSUN, İLK YAŞINA BASTIN ŞİMDİ. Çok sevdiğim bir sözle bitirmek istiyorum yazımı, sanki sana söylenmiş bir sözdü... "GÖZLERİNE BAKTIKÇA AĞLASA DA GÖZLERİM, AĞLAMAK İÇİN DE OLSA GÖZLERİNİ ÖZLEDİM. DÜN BAKMAYA KIYAMAZKEN BUGÜN GÖZLERİNE HASRETİM..." Ve şimdi GÜNEŞSİZ ŞAFAKTA FURKAN 1 YAŞINDA... Furkan KARADERİ 31.05.2011 |